Ahlakın, dürüstlüğün, merhametin değersizleştiği bir çağdayız.
Artık ahlaksız olmak, hırsızlık, arsızlık ve çalmak adeta meziyet gibi pazarlanır hale geldi.
Özellikle ülkemizde hızla yaygınlaşan bu yozlaşma, toplumu zehirleyen bir hastalığa dönüştü. Balık baştan mı kokar, yoksa artık her yer mi kokuştu?
Peki, bu çürümenin karşısında duracak kimse yok mu?
En Büyük Bedeli Gençler Ödüyor
Hayalleri olan, geleceğe dair umut taşıyan gençler, bu çarpık düzene ya ayak uydurmak zorunda kalıyor ya da hayallerinden vazgeçiyor.
Gençliğini yaşayamadan, hayatının baharında tükenmiş ve umudunu yitirmiş bir nesil yetişiyor. İnsanı insan yapan değerler bir bir yok olurken, “ahlak” bir nostalji unsuru, dürüstlük ise tarih sayfalarında kalmış bir masal haline mi geldi?
Ahlaksızlığı Normalleştiren Düzen
Bu düzeni sürdürenler, halkın duygularını sömüren, kendi çıkarlarına esir olmuş olanlardır.
Toplumdaki her türlü ahlaksızlığı normalleştirip, gençleri bu çürümüş sisteme boyun eğmeye zorlayanlar, utanmadan bu düzenin masum olduğunu savunuyor.
Ahlakı tedavülden kaldırarak toplumu ne hale getirdiğinizin farkında mısınız?
Artık Herkesin Sorması Gereken Tek Soru:
Bu çürümüşlük nereye kadar sürecek?
Susturulmuş Bir Vicdan Ömür Boyu Çürür
Bu tür yazılar yazmamam konusunda açık açık tehditler alıyorum.
Öleceğimi bilsem de, hakkımda yalan haberler çıkararak itibarıma saldırılmasına rağmen, sizler ve doğrularım için yazmaya devam edeceğim.
İnsan bir kere ölür, ancak susturulmuş bir vicdan ömür boyu çürür.
Saygılarımla,
Çetin AY