“Hastalıklarla savaşmak doktorun görevidir; fakat bürokrasiyle savaşmak onların kaderi olmamalıdır.”
Sağlık, bir toplumun en değerli hazinesidir. Bu hazineyi koruyan ve toplumun en güvenilir ellerine sahip olanlar doktorlardır. Ancak bugün doktorlarımız, sadece hayat kurtarma mücadelesi vermiyor; aynı zamanda akıl almaz bir bürokrasi ve haksız yaptırımların altında eziliyor. Yeni düzenlemelerle doktorlar, adeta şifa dağıttıkları için cezalandırılıyor.
Doktorlara Yüklenen Haksız Sorumluluklar
Hastası muayeneye gelmeyen bir doktorun hâlâ o hastanın sorumluluğunu taşımaya devam etmesi ve bunun maliyetini cebinden ödemesi hangi vicdana sığar? Bir doktor, bir bireyi muayeneye gelmeye ikna etmek zorunda değildir; bu, bireyin kendi sorumluluğudur. Ancak sistem, bu sorumluluğu bile doktorların omuzlarına yüklemekten çekinmiyor.
Sevk ve Reçete Baskısı: Doktorlar Zor Durumda
Daha da kötüsü, doktor hastasını hastaneye sevk ederse bu işlemin maliyeti de ona kesiliyor. Peki ya reçete yazmak? Adeta bir mayın tarlasına dönüştü. Eğer bir doktor, belirli ilaçları birkaç kez yazarsa, bu ilaçların bedeli de yine onun cebinden kesiliyor. Düşünün, bir doktor hastasına en uygun tedaviyi seçerken aynı zamanda maddi cezaları da göze almak zorunda kalıyor. Böyle bir düzenle sağlık sisteminin ayakta kalması mümkün mü?
Bir hekimin şu sözleri durumu net bir şekilde özetliyor:
“Hastalarıma reçete yazarken ya da sevk ederken iki kez düşünüyorum. Çünkü bir yanda hastamın sağlığı var, diğer yanda ise üzerime gelecek maddi cezalar…”
Sağlık politikalarını belirleyenler, bir doktoru böyle bir ikilemde bırakmayı nasıl savunabilir?
Halk Sağlığı ve Doktorların İkilemi
Bu uygulamalar sadece doktorlara değil, halka da zarar veriyor. Çünkü eli kolu bağlanan bir doktor, halkın sağlığına gerektiği gibi hizmet edemez. Doktorun mesleğini huzurla yapamadığı bir ortamda, halkın sağlık hizmetine olan güveni de sarsılır. Eğer doktorlarımız çaresizlik içinde bırakılıyorsa, vatandaşlar kendilerini nasıl güvende hissedecek?
Toplumun Geleceği Tehdit Altında
Bu durum sadece bir meslek grubunun sorunu değildir. Bu, insan haklarına, toplum sağlığına ve vicdanlara bir saldırıdır. Maaş kesintileri, gelmeyen hastaların maliyetlerinin doktorlara yüklenmesi, reçete yazma ve sevk işlemlerinin birer maddi baskı unsuru haline getirilmesi ne adildir ne de sürdürülebilir.
Şunu açıkça söylemeliyiz: Doktorlar, yalnızca mesleklerini yapmak istiyor. Onlara yüklenen bu haksız sorumluluklar, hepimizin geleceğini tehdit ediyor. Çünkü bir toplum, doktoruna değer vermezse, kendi sağlığını tehlikeye atar. Doktorların yanında olmak, sadece bir meslek grubuna destek vermek değil, aynı zamanda kendi sağlığımızı, çocuklarımızın geleceğini ve toplumumuzun huzurunu korumaktır.
Çözüm Önerisi: Adil Bir Sağlık Sistemi
Bu düzenlemeler derhal geri çekilmeli, doktorların mesleklerini özgürce ve huzur içinde yapabilecekleri bir ortam sağlanmalıdır. Çünkü doktorlarımız yalnız değil; toplumun vicdanı ve sağduyusu onların yanındadır.
“Gökyüzünden yağmur yağmıyor diye gökyüzünü suçlamak ne kadar mantıksızsa, gelmeyen bir hastanın bedelini doktora ödetmek de o kadar adaletsizdir.”
Aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.
Çetin Ay