İSTANBUL (İGFA) – Üsküdar Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Barış Erdoğan, Esad rejiminin devrilmesinin ardından Türkiye'deki Suriyelilerin ülkelerine dönmesi konusunu değerlendirdi.
Hâlihazırda Türkiye’de 3 milyonu aşkın geçici koruma altında Suriyeli sığınmacı yaşadığını dile getiren Prof. Dr. Barış Erdoğan, “Son yıllarda doğumlara rağmen gerek geri dönüşler gerek Avrupa’ya geçişler nedeniyle sığınmacı sayısında yarım milyonun üzerinde azalma olmuştur. Esad rejiminin çökmesiyle birlikte ortaya çıkan yeni koşullar Suriye’ye geri dönüş sürecini elbette hızlandıracaktır. Ancak gerçekçi olmak gerekirse tüm sığınmacıların derhal dönmesini beklemek mümkün değildir. Dönmek isteyenler bile kendileri için uygun koşulların oluşmasını bekleyeceklerdir.
KİTLESEL BİR DÖNÜŞ DÜŞÜK İHTİMAL…
Bu noktada iki temel etkenin önem kazandığına işaret eden Prof. Dr. Erdoğan, “İlk olarak Suriyeli sığınmacıları ülkelerine geri çekecek istikrarlı, güvenli ve ekonomik açıdan sürdürülebilir yaşam koşullarının Suriye’de ne ölçüde tesis edileceği belirleyicidir. İkinci etken ise sığınmacıların Türkiye’den ayrılmasına neden olan itici faktörlerin ne kadar güçlendiğidir. İlk etkenle başlayacak olursak Suriyeliler için geri dönüş kararı öncelikle dönmeyi düşündükleri bölgelerde güvenlik, istikrar ve sosyoekonomik şartların yeterliliğine bağlıdır. Eğer rejimin çöküşü sonrası çok parçalı muhalif güçlerin kontrolündeki bölgelerde yeni çatışmalar yaşanmaz, nispeten istikrarlı bir yönetim oluşur ve temel ihtiyaçların karşılandığı bir ortam sağlanırsa geri dönüş eğiliminde hızlı bir artış olacaktır. Ancak 13 yıllık iç savaşın yıkıcı etkileri sonucunda Suriye’nin kentleri ve altyapısı büyük ölçüde tahrip olmuştur. Türkiye’de belirli bir yaşam standardına alışmış Suriyelilerin bu yıkım giderilmeden bir anda kitlesel olarak dönmesi düşük bir ihtimaldir. Bu nedenle Suriye’nin yeniden imarı için uluslararası destek büyük önem taşımaktadır.” diye konuştu.
DÖNÜŞ SÜRECİNİN YILLARA YAYILACAĞI ÖNGÖRÜLMELİ…
“Eğer uluslararası toplumun katkılarıyla yoğun bir yeniden imar süreci başlar, istikrarı sağlamlaştıracak bir siyasi çerçeve oluşturulur ve sığınmacılara güvenli bir geri dönüş için somut güvenceler verilirse geri dönüşler beklenenden daha da hızlı gerçekleşebilir.” diyen Prof. Dr. Barış Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Üstelik bu yeniden imar sürecinde ortaya çıkacak istihdam olanakları Suriyeli sığınmacılara geri dönüş için ayrıca bir motivasyon kaynağı olacaktır. Ancak tüm bu gelişmelerin kısa vadede tamamlanması gerçekçi değildir; dönüş sürecinin yıllara yayılacağı öngörülmelidir. Sosyolojik araştırmalar diaspora topluluklarının bulundukları ülkede uzun süre geçirdikçe geri dönüş eğilimlerinin azaldığını göstermektedir. Göçmenler yerleştikleri toplumda bir ‘kalıcılık stratejisi’ geliştirir, maddi ve manevi yatırımlar yapar, çocuklarının eğitimini, dil becerilerini ve profesyonel ağlarını bu yeni düzende inşa ederler. Bu nedenle bir sığınmacı topluluğunun geri dönüşünü belirleyen temel etkenlerden biri bulundukları topluma ne kadar entegre oldukları ve orada hangi ekonomik, sosyal, kültürel imkânlara eriştikleridir.”
Türkiye’de iyi bir iş bulan, kendi işini kuran, çocuklarını okullara kaydettiren, topluma belirli ölçüde uyum sağlayan Suriyeliler için vatanlarında istikrar sağlansa dahi geri dönüş kararı almanın kolay olmayacağını ifade eden Prof. Dr. Barış Erdoğan, “Her ne kadar yeniden şekillenen anavatan belirli bir cazibe yaratsa da Türkiye’de mevcut düzenin sağladığı güvence, çocukların geleceğine dair yatırımlar ve sosyo-ekonomik kazanımlar geri dönüş kararını güçleştirecektir. Bu durumda nitelikli ve topluma entegre olmuş kesimlerin önemli bir bölümünün Türkiye’de kalması ya da kalmak için çaba harcaması muhtemeldir. Bununla birlikte bu kesim bir yandan burada yaşamaya devam ederken Suriye’deki ekonomik ve sosyal faaliyetlere de katılarak Türkiye ile Suriye arasında ulusaşırı bağlar kurabilir, iki ülke arasındaki ekonomik, kültürel bağların güçlenmesine katkı sağlayabilirler. Öte yandan çoğunluğu oluşturan vasıfsız ve kayıt dışı sektörde çalışan, ekonomik olarak Türkiye’de yeterince tutunamamış olanlar geri dönmeye daha istekli olacaklardır. Bu kesim yeniden imar sürecindeki Suriye’de iş bularak anavatanlarında görece iyi koşullar altında yaşama fırsatı bulacağından gitmeye daha hevesli olacaktır.” şeklinde konuştu.
TÜRKİYE’DE İŞSİZLİK AZALACAK, KONUT KİRALARI DÜŞECEK
Suriyeli sığınmacıların ülkelerine dönmesinin Türkiye’deki emek piyasası, işgücü ve ekonomi üzerinde çok boyutlu etkiler oluşturacağını da dile getiren Prof. Dr. Barış Erdoğan, şöyle devam etti:
“Bu durumun işverenler ve konut sahipleri açısından olumsuz yansımaları olsa da işsizler ve kiracılar için yeni fırsatlar doğacaktır. Tarım, inşaat, tekstil, hizmet sektörü ve küçük ölçekli imalat gibi alanlarda yoğun ve ucuz işgücü sağlayan Suriyeli işçilerin geri dönmesiyle işgücü arzı azalacak ve Türk vatandaşları bu boşluğu doldururken daha yüksek ücretlerden faydalanacaklardır. Bu gelişme işçiler açısından avantajlı iken artan maliyetler tüketici fiyatlarına yansıyabileceğinden enflasyonist bir baskı ortaya çıkması muhtemeldir. Ayrıca Suriyelilerin dönüşüyle birlikte iç pazarda barınma, gıda ve giyim gibi temel ihtiyaçlara yönelik talep azalacağı için özellikle kiralık konut fiyatlarında düşüş görüleceğini söyleyebiliriz. Kamu kaynaklarından Suriyelilere yönelik harcamalar da azalacağından bütçe üzerinde bir miktar rahatlama söz konusu olabilecektir.”