Suriye’deki gelişmeler, hem AVRUPA BİRLİĞİ’NİN (AB) GÜVENLİĞİ hem de TÜRKİYE’NİN SINIR GÜVENLİĞİ için HAYATİ BİR ÖNEM taşıyor. Bu kriz, doğru yönetildiğinde BÖLGESEL İSTİKRAR için büyük bir ŞANS; yanlış değerlendirildiğinde ise KONTROL EDİLEMEZ BİR TEHDİDE dönüşebilir.
AVRUPA BİRLİĞİ, son yıllarda GÖÇMEN SORUNUYLA BOĞUŞUYOR. Suriye’deki istikrarsızlık milyonlarca insanı yerinden etti. TÜRKİYE, bu yükü TEK BAŞINA SIRTLANIRKEN, AB’nin sınırlarda göçmen akışını durdurabilmesinin tek yolu, TÜRKİYE İLE İŞ BİRLİĞİNDEN GEÇİYOR. TÜRKİYE’NİN GÜVENLİĞİ, AVRUPA’NIN GÜVENLİĞİ İÇİN BİR KALKAN NİTELİĞİNDEDİR. Ancak bu gerçeğe rağmen Türkiye, bu süreçte çoğu zaman YALNIZ BIRAKILDI.
Suriye’nin geleceği, sadece BÖLGE ÜLKELERİNİ DEĞİL, AVRUPA’YI DA İLGİLENDİRİYOR. Oradaki HER YANLIŞ ADIM, GÖÇ KRİZİNİ BÜYÜTÜR, GÜVENLİK TEHDİTLERİNİ ARTIRIR. AB, bu durumu görmezden gelerek sadece kısa vadeli çözümler peşinde koşarsa, gelecekte ÇOK DAHA BÜYÜK SORUNLARLA karşı karşıya kalacaktır.
TÜRKİYE, Suriye politikasını DOĞRU YÖNETTİĞİNDE hem KENDİ SINIR GÜVENLİĞİNİ SAĞLAR hem de AVRUPA’NIN GÜVENLİĞİNİ GARANTİ ALTINA ALIR. SURİYE’NİN GELECEĞİ, Türkiye ve AB için ortak bir sınavdır. Bu sınavda İŞ BİRLİĞİ yapılırsa, KRİZ YÖNETİLEBİLİR; aksi halde Suriye, herkes için BÜYÜK BİR TEHDİT kaynağı olmaya devam edecektir.
AB’NİN TÜRKİYE’YE DESTEK VERMESİ ARTIK BİR TERCİH DEĞİL, BİR ZORUNLULUKTUR. Hem AHLAKİ AÇIDAN hem de STRATEJİK GÜVENLİK açısından Türkiye’nin yükü PAYLAŞILMALIDIR. Çünkü TÜRKİYE’NİN SINIRLARI, ASLINDA AVRUPA’NIN SINIRLARIDIR.
Sonuç olarak, SURİYE’DEKİ GELİŞMELER HEM TÜRKİYE HEM DE AVRUPA İÇİN BİR DÖNÜM NOKTASIDIR. Doğru politikalarla bu kriz, İSTİKRARIN KAPISINI ARALAYABİLİR. Ama unutulmamalıdır ki, YANLIŞ HAMLELER VE TÜRKİYE’Yİ YALNIZ BIRAKMAK, hepimizi UÇURUMUN EŞİĞİNE sürükleyecektir.
Sinan EKİZ, MA
Siyaset Bilimci
Mezun olduğu üniversiteler:
- Duisburg-Essen Üniversitesi
- Köln Üniversitesi
- Maastricht Üniversitesi
- University College London