GECİKMENİN NEFESİ..!
Modern dünya, hız ve tüketim çarkına sıkıştırılmış bir yarış alanına dönüştü.
- Herkes daha hızlı olmak,
- Daha çok üretmek,
- Daha fazla görünmek zorunda.
Bu dayatma:
- Bireyi yorduğu gibi, siyaseti de sığlaştırıyor.
“Zaman kaybetmek” kusur sayılırken, asıl sorunların üzeri hızla örtülüyor…!!!
HIZIN MASKESİ: KAÇIŞ
Oysa zamanın hızına yetişmeye çalışan toplumlar:
- Kendilerini, kimliklerini ve değerlerini kaybediyor.
Bu hız, sadece bireyleri değil;
- Yönetenleri de gerçekle yüzleşmekten kaçırıyor.
SİYASETTE HIZLI ADIMLAR
Siyasette hızlı adımlar, günü kurtarır ama geleceği çürütür.
- Meşguliyet ve gösteriş, çözümmüş gibi sunulur.
- Ama gerçek şudur:
Boş vaatler ve yüzeysel hamleler, sorunları çözmez, erteler…!
DURMAK: CESARETİN ADIDIR
“Vaktimiz yok” bahanesi, basiretsizliğin örtüsüdür.
Toplumu oyalamak, zamana karşı kazanmak değildir.
Gerçek bir lider:
- Zamanla yarışmaz; zamanın akışını doğru yönetir.
- Çünkü zamanı hızla geçirenler, halkı sorunlarla baş başa bırakır.
Durmak, zayıflık değil; siyasi cesarettir.
- Durmak, düşünmektir.
- Yavaşlamak, kalıcı çözümler üretmektir.
Hızla alınan kararların faturası, her zaman halka kesilir.
ZAMANI YAVAŞLATMAK: GERÇEK ÇÖZÜMLERİN TEMELİ
Hızlı kararlar:
- Hızlı tüketilir.
- Bir krizden diğerine koşan yönetimler, toplumu yıpratır.
Geriye ne kalır?
- Derinleşmiş sorunlar ve kaybolmuş umutlar…
Zamanı yavaşlatmak;
- Günü kurtarmak yerine, geleceği inşa etmektir.
- Yöneticinin, millete karşı olan sorumluluğunu hakkıyla yerine getirmesidir.
- Çürümüş yapıları yamamak değil, köklü bir dönüşüm başlatmaktır.
YOLCULUĞUN FARKINA VARMAK
Kendimize şu soruyu sormamız gerekiyor:
“Ne için bu kadar acele ediyoruz?”
Cevabı ne olursa olsun, gerçek bellidir:
Zamanı kovalamak, hiçbir yere varamaz.
- Hayat gibi siyaset de bir varış noktası değil; yolculuğun ta kendisidir.
- Toplumları güçlü kılan, günü kurtaran hamleler değil, derinlikli ve kalıcı adımlardır.
UNUTMAYIN:
- Hız, geçici başarılar yaratır; derinlik ise geleceği sağlamlaştırır.
- Dur, düşün ve harekete geç. Çünkü senin ritmin, senin gücündür!
“Hızla tüketilen kararların altında kalan, halkın geleceğidir.”
Modern dünyanın dayattığı bu tempoya karşı en güçlü duruş: yavaşlamaktır.
Zamanı yavaşlatanlar, halkını geleceğe taşır.
SON SÖZ:
Gecikmekten korkmayın.
Çünkü gecikmek, gerçek çözümlerin başlangıcıdır.
Hızla karar alıp hata yapmak yerine:
- Durun, düşünün ve halkınıza kulak verin.
- Zamanı kovalayanlar, varlığını unutur.
Durmak, vatandaşla barışmanın ve geleceği kurtarmanın tek yoludur.
ÇETİN AY