Eğer gerçekten olacaksa…
Eğer gerçekten Misak-ı Milli hayat bulacak, Şam yeniden kardeşliğin kalbine girecekse… Eğer gerçekten Büyük Orta Doğu Projesi’ni tarihe gömecek ve küreselcilerin oyununu bozacak sağlam bir irade sergilenecekse…
Bu, sadece bir zafer değil, bir milletin tarihine, kültürüne ve özüne dönüşüdür. Emevî Camii’nde yükselecek ezan sesleri gökleri inletecekse, Anadolu’nun kalbindeki o derin yara, Şam’ın kollarında kapanacaksa, herkes bilsin ki bu adım, tarihi yeniden yazmak, milletin kaderini yeniden çizmektir.
Ama eğer bunlar sadece sözde kalacaksa… Eğer manşetlere çıkan sesler sadece günü kurtarmaya yarayacaksa… Bu milleti boş vaatlerle oyalamaya kimsenin hakkı yoktur! Çünkü bu millet; söz değil, adım, icraat ve kararlılık görmek ister.
Gerçekten olacaksa…
Bu millet arkanızda dağ gibi durur. Çünkü Şam’ın özlemi, Anadolu’nun isyanıdır. Eğer o sınırlar yeniden diriltilecekse, bu adım yalnızca Türkiye’yi değil, ümmeti de ayağa kaldıracaktır. Ama unutulmasın: Milletin gönlündeki Misak-ı Milli bir çek gibidir; karşılığı varsa kıymetlidir, yoksa kâğıttan ibarettir!
Şimdi vakit; konuşma değil, adım atma vaktidir. Eğer gerçekten bu irade Büyük Orta Doğu Projesi’ni bitirecekse, küreselcilerin oyunlarını bozacaksa ve halka anlatılanlar gerçekse, bu millet saf tutmaya, elini taşın altına koymaya hazırdır. Ama unutulmasın: Milletin umutlarıyla oynamak, tarih karşısında en büyük vebaldir.
Gerçekten olacaksa…
Tarih yazılacak, millet ayağa kalkacak ve dünya bir kez daha görecek: Bu toprakların kaderi, iradesi kırılmaz bir milletin ellerinde yazılır!
Milletin gücünü bilmeyenler.
Bizi tatlı sözlerle mi kandıracaklar,
gerçekle yüzleşip diz mi çökecekler ..?
Saygılarımla,
Çetin Ay