YOLUN SESSİZ SANCISI..!
YOL MU YOLCUYU TAŞIR, YOKSA YOLCU MU YOLU ŞEKİLLENDİRİR..?
Bu soru, insanın varlık serüvenindeki en kadim bilmecelerden biridir. Bazen düşünüyorum: Yolculuk dediğimiz şey, gerçekten hareket midir? Yoksa hareketsizlik içinde alınan uzun mesafelerin adıdır da biz bunu fark edemeyiz..?
ZİHNİMİZİN DERİN DEHLİZLERİNDE BAZEN HİÇBİR ADIM ATMADAN BAŞKA DİYARLARA GİDERİZ.
Bir an, yıllara sığmayacak hakikatleri fısıldar bize. Yol, kendi ritminde akarken, yolcu ona ayak uydurmazsa bile yol onun ruhunu eğitir. Sessizce… Hiçbir kelime etmeden…
YOL, SADECE BİR GEÇİT DEĞİLDİR;
ÇOĞU ZAMAN BİR ÖĞRETMENDİR.
Hazırlıksız ruhları sınar, tökezletir ve düşürür. Ama her düşüş, aslında yeni bir boyutun kapısını aralar. Belki de bu yüzden deriz ki: “Yolculuk, bir yerden bir yere gitmek değil, kendinden kendine yapılan bir keşiftir.”
İNSAN BAZEN HİÇ KIPIRDAMADAN İÇ DÜNYASINDA YOLLAR AŞAR.
Adımları görünmezdir, fakat varlığında yankılanır. Zihnindeki düşüncelerle çırpınırken, belki de en uzak ufuklara ulaşır. Dış dünya hareketsiz sanır onu, fakat içeride rüzgârlar esmektedir.
PEKİ, YOL YOLCUYU NEREYE HAZIRLAR..?
Belki de bunu asla bilemeyiz. Yolun hazırlığı, çoğu zaman bilinmezdir. Ama şu kesindir: Her adım, bizi bilinmeyen bir kapının eşiğine getirir. O kapıdan geçmek için sadece cesaret değil, aynı zamanda derin bir farkındalık gerekir.
“YOL, BAZEN HİÇBİR YERE GÖTÜRMEZ; ÇÜNKÜ YOLCUNUN ASIL SINAVI VARMAK DEĞİL, KAYBOLARAK KENDİNİ BULMAKTIR.”
Çetin Ay
YOLUN VE YOLCULUĞUN SIRRI ŞUDUR:
Asıl varış, bir yere ulaşmak değil, “kendine ulaşmaktır.” Yolu anlamak için yolcu değil, bazen yol olmak gerekir. Çünkü gerçek mesafe, dışarıda değil, insanın kendi içindedir.
Yol gerçekten bizi mi taşır, yoksa biz mi yolu yürürüz? Belki de cevap, yolun sessizliğinde saklıdır. Ve sessizliği duyan, sınırları aşmayı öğrenir.
HER YOL, BİR BAŞLANGIÇ… VE HER BAŞLANGIÇ, SONSUZ BİR DÖNÜŞ…
Saygıyla,
Çetin Ay