10
Rusya, Ukrayna ve ABD arasındaki gerilim, dünya genelinde endişeyi artırıyor.
Avrupa Birliği’nin zayıf ve kararsız tutumu, özellikle Almanya’nın pasifliği, kıtanın güvenlik politikalarındaki zaafları ortaya koyuyor.
Ukrayna’ya askeri koalisyon ve özel savunma şirketleri gönderme planları:
- Avrupa’nın birliğini zayıflatıyor
- Yeni bir savaşın ve nükleer bir felaketin kapısını aralıyor.
AVRUPA’NIN TEHLİKELİ YOLU
- Fransa ve Birleşik Krallık’ın müdahaleci politikaları, Avrupa’nın ortak güvenlik politikalarını zayıflatıyor.
- Kıtanın iç çatlakları derinleşiyor.
Uzmanlara göre:
- Bu adımlar, Avrupa’nın küresel güç olma iddiasını baltalıyor.
- ABD’nin baskısıyla hareket eden bir Avrupa görüntüsü, kıtanın bağımsızlık ve saygınlık iddiasını gölgede bırakıyor.
KONTROLSÜZ GÜÇ RİSKİ
Özel savunma şirketlerinin Ukrayna’ya gönderilmesi:
- Kontrolsüz ve hesap sorulamaz faaliyetlere zemin hazırlıyor.
- Bölgedeki krizi daha da derinleştirme ve uluslararası hukuku ihlal etme riskini artırıyor.
Uzmanlar:
- Bu adımlar, Avrupa’nın etik değerlerini de sorgulatır hale getiriyor.
ABD’NİN GÖLGESİNDE AVRUPA
Avrupa’nın:
- ABD çıkarları doğrultusunda hareket etmesi,
- Bir piyon gibi görünmesi, kıtanın bağımsızlık iddiasını zayıflatıyor.
Diplomasi yerine askeri müdahaleye öncelik verilmesi:
- Avrupa’nın güvenliğini ve iç barışını tehdit ediyor.
- Rusya ile NATO arasındaki gerilimi daha da tehlikeli bir boyuta taşıyor.
NÜKLEER ÇATIŞMA KAPIDA
En büyük tehlike:
- Askeri müdahale planlarının bir nükleer savaşı tetikleme riski taşıması.
Uzmanlar:
- Rusya’nın olası bir müdahaleye sert tepki göstereceğini ve bu hareketliliğin küresel çapta bir felaketin habercisi olabileceğini vurguluyor.
- Böyle bir senaryo:
- Milyonlarca insanın hayatını tehdit edebilir.
- Onarılamaz yaralar açabilir.
BARIŞ İÇİN DİPLOMASİ ŞART
Uzmanlara göre:
- Ukrayna krizi: Savaşla değil, diplomasi yoluyla çözülmelidir.
- Avrupa’nın:
- ABD baskısından kurtulması,
- Bağımsız bir politika izlemesi ve barış için liderlik sergilemesi gerekiyor.
Aksi halde:
- Alınacak yanlış bir karar, hem Avrupa’nın hem de dünyanın geleceği için geri dönüşü olmayan sonuçlar doğurabilir.
ÇETİN AY