KENDİ VATANINDA KORKARAK YAŞAMAK:
ADALET, EKONOMİ VE ASAYİŞ ÇÖKÜŞÜ….!
Bir insan kendi memleketinde yaşarken nefes almaktan bile niçin korkar?!
Neden sorgulayamaz?!
Neden düşüncesini dile getirirken, “Acaba başıma bir şey gelir mi?” diye düşünür?
Neden kendi topraklarında hak ettiği değeri görmez?
Çünkü düzen bozulmuştur!
Adaletin terazisi kırılmış, ekonominin yükü fakirin sırtına yıkılmış, sokaklarda asayişten çok korku hâkim olmuştur.
ADALET YOKSA GÜVEN VEFAT ETMİŞTİR…!
Adalet bir toplumun temel direğidir. Ama bugün o direk kırılmış durumda. Haklılar değil, güçlüler kazanıyor. Mahkemelerin kapısına gelen vatandaş, “Hakkımı alabilir miyim?” değil, “Başıma başka dert gelir mi?” diye soruyor.
Adalet sustuğunda, insanlar birbirine düşman olur. Güvensizlik büyür ve en kötüsü: İnsan kendi devletine sırtını dayayamaz hale gelir.
Millet sustuğunda vatan her şeye sağırlaşır..! Yıkılmaya mahkumdur..!
EKONOMİK ÇÖKÜŞ: UMUTLARI GASP EDEN KRİZ
İşsizlik, enflasyon, hayat pahalılığı… Ekonomik tabloyu anlatmaya gerek yok; sokakta gözler önünde. Peki, bu çöküş neyi beraberinde getiriyor?
Yıllarca emeğiyle ayakta duran insanlar bile borç batağına sürükleniyor. Ailesine ekmek götüremeyen bir baba, gözlerini yere dikmek zorunda kalıyor. Kendi çocuklarının hayalleri, cüzdanının boşluğunda kayboluyor.
MÜLTECİ SORUNU: VATANDAŞ, KENDİ TOPRAĞINDA MAĞDUR
Bir de mülteci meselesi var… Vicdan, mazluma kapı açmayı emreder. Ama kontrolsüz göç dalgası, toplumun düzenini bozdu. Halk, kendi ülkesinde kendi geleceğinden endişe eder hale geldi.
Çalışanlar, “Benim işimi elimden alacak mı?” diye kaygılanıyor. Mahallelerde huzur kalmadı, suç oranları arttı. Vatandaş haklı olarak, “Ben kendi memleketimde ikinci sınıf vatandaş oldum!” diyor.
ASAYİŞ BOZULURSA HUZUR KAYBOLUR
Güvenlik bir lüks değil, temel bir ihtiyaçtır. Ancak artık sokaklarda huzur aramak nafile bir çaba gibi görünüyor.
Artan suç oranları, patlak veren olaylar, asayişin sağlanamadığı bir düzenin fotoğrafıdır. İnsan evine dönerken endişe duymamalı; “Evimde güvende miyim?” diye düşünmemeli.
Ama bugünün gerçeği bu: Vatandaş kendi şehrinde bile korkuyla yürüyor.
Bir ülkenin adaleti yoksa, ekonomisi çökerse, asayişi kaybolursa halk nasıl huzurla yaşayabilir?
Vatan dediğin yer, sadece toprağıyla değil; hakkıyla, adaletiyle, güveniyle “vatan” olur. Yoksa o toprak, bir gün insanların terk etmek için çırpındığı bir cehenneme dönüşür.
Bu hale gelmeden çözüm bulunmalı! Çünkü adalet, ekmek kadar elzemdir; asayiş, nefes kadar gereklidir.
“BİR MİLLET ADALETİ VE GÜVENİ KAYBETTİ Mİ, GÖÇ YOLLARINDA KAYBOLAN UMUDA DÖNÜŞÜR.”
ÇETİN AY