BULDUĞUN SANİYEDE KAYBETTİĞİN HAKİKAT..!
HAKİKATİN ARAYIŞI, SONSUZ BİR YÜRÜYÜŞTÜR
Hakikati aramak, varoluşun belki de en eski ve derin çağrısıdır. Ancak bu çağrıya yanıt verenlerin çoğu, kendini bir varış noktasına sabitler.
Oysa HAKİKAT bir durağa değil, SONSUZ bir yürüyüşe benzer. Bu yürüyüş, ne bir ödüle ulaşma hevesi ne de bir sonuç elde etme hırsıdır; anlamı, ancak yürüdükçe açığa çıkar.
“BULMUŞ GİBİ GÖRÜNME” YANILGISINDAN SIYRILMAK
Hakikatin yolcusu olabilmek için önce “bulmuş gibi görünme” yanılgısından sıyrılmak gerekir.
BULMUŞ GİBİ DAVRANAN KİŞİ, YOLCULUĞUN KUTSALLIĞINI YİTİRİR; çünkü hakikat, yolculuğun kendisinde saklıdır, onun sonucunda değil. Yolcu, bilmenin değil, anlamanın peşindedir; çünkü anlamak, insanı sürekli bir arayışta tutan bir yaradır.
Bu yara, onu diri tutar ve ötesini görmeye zorlar.
YOL YÜRÜMEK, HAKİKATİN TA KENDİSİDİR
Hakikat yolcusu, kendine hiçbir yerin “son” olmadığını öğretmelidir.
HER “BULDUM” DEDİĞİ ANDA ASLINDA KAYBETTİĞİNİ; HER “YETER” DEDİĞİNDE YOLUN BAŞINDA DURDUĞUNU BİLMELİDİR.
Gerçek bir yolcu, kibirden sıyrılmış, kendine talip olmanın hafifliğini kuşanmıştır.
Bilmediğini bilmek, onun asıl cesaretidir.
SORULAR, CEVAPLARDAN DAHA KIYMETLİDİR
Bu yolculukta asıl tehlike, bulma arzusunun insanı yanıltmasıdır.
BULMAK, İNSANI DURDURAN; ARAMAK İSE DİRİ TUTAN BİR EYLEMDİR.
Hakikat yolcusu, cevabı değil, soruyu büyütendir.
Her soruda kendini yeniden inşa edendir. Yürüdüğü yolun sonunda bir hakikat olmasa bile, bu yürüyüşün kendisi zaten hakikatin ta kendisidir.
KENDİNİ BULMAK, HAKİKATİ BULMAKTIR
Belki de sorulması gereken şudur:
HAKİKATİ ARAYAN GERÇEKTEN HAKİKATİ Mİ BULUR, YOKSA KENDİSİNİ Mİ?
Yolcu için bu sorunun bir cevabı yoktur; çünkü yolculuk boyunca kendisi de, gördüğü her şey de sürekli değişir.
Hakikat, belki de bu değişimin içinde bir anlığına ışıldayan bir yansımadan ibarettir.
HAKİKAT YOLCUSU, HER ZAMAN BİR TALİPTİR
Unutulmamalıdır ki hakikat yolcusu, hiçbir zaman bir “eren” değil, bir “talip” olarak kalmalıdır.
HAKİKATİN ÖZÜ, BULMUŞ GİBİ DAVRANMAYI BIRAKIP YOLCU KALMAYI ÖĞRENMEKTE SAKLIDIR.
Çünkü hakikat, “orada bir yerde” değildir; o, yolcunun her adımında yeniden doğar.
“HAKİKAT, ÇÖZÜLDÜKÇE DERİNLEŞEN BİR DENKLEMDİR.”
Çetin AY
Saygıyla,
Çetin AY