Bir ülkenin gücünü belirleyen şey, ne ordusu ne de ekonomisinin büyüklüğüdür; o ülkenin İNSAN ONURUNA VERDİĞİ DEĞER asıl temeldir. Onur, insanın varoluşunu saygın kılan, haysiyetini koruyan yegâne değerdir. Eğer bir ülkede insan onuru korunuyorsa, o ülkede demokrasi sağlam, ekonomi güçlü, adalet yerinde, çevre temiz ve asayiş huzur içinde olur.
İNSAN ONURUNU GARANTİ ALTINA ALAN SİSTEMLER, toplumu ayakta tutar. Demokrasinin özü, insanı değerli kabul etmek ve onun haysiyetini korumaktır. Bireylerin hak ve özgürlükleri garanti altına alınmışsa, adalet terazisi doğru işler. Bu da yalnızca güçlü bir hukuk sistemiyle mümkündür.
ADALETİN VARLIĞI, EKONOMİYİ BESLER. İnsanlar ancak güvendikleri bir sistemde yatırım yapar, üretilen refah adil bir şekilde paylaşıldığında ekonomi büyür. Huzurun ve asayişin sağlandığı ülkelerde, insanlar geleceğe umutla bakar. Çünkü İNSAN ONURUNU KORUMAK, aynı zamanda o insanların hayallerini, emeklerini ve yaşam kalitelerini korumaktır.
Çevre düzeni bile insan onuruyla doğrudan ilişkilidir. Kirletilmiş sokaklar, hoyratça tahrip edilen doğa ve ihmallerle kuşatılmış şehirler, bireylerin yaşam kalitesini düşürür. Oysa İNSAN ONURUNA YAKIŞAN BİR YAŞAM, temiz bir çevre, güvenli bir toplum ve adil bir yönetimle mümkündür.
Bugün dünyada barış, huzur ve refah içinde yaşayan ülkeler, insan onurunu kutsal kabul edenlerdir. HAYSİYETİ KORUNAN HER BİREY, hem toplumuna faydalı bir birey olur hem de devletine olan güvenini pekiştirir. Unutmayalım ki, insan onurunu zedeleyen hiçbir sistem ayakta kalamaz; insan onuru, bir milletin geleceğidir.
Eğer bir ülke güçlü olmak istiyorsa, işe insanı değerli kılmakla başlamalıdır. İNSAN ONURUNUN GARANTİ ALTINA ALINDIĞI HER YERDE, DEMOKRASİ KÖK SALAR, ADALET HÜKÜM SÜRER, EKONOMİ BÜYÜR VE HUZUR SAĞLANIR. Çünkü insan onuru, her şeyin başıdır; korunursa, gerisi kendiliğinden gelir.
Saygıyla,
Alim TÜLEK
E. Emniyet Müdürü