“Bir doktorun eli hastaya şifa verir; ancak vicdansız bir sistem o eli kelepçeler.”
Doktorlar, insan hayatını kurtarmaya adanmış mesleklerini icra ederken bugün ağır bir yalnızlıkla karşı karşıya. Yeni düzenlemelerle, gelmeyen hastadan, yapılan sevkten ve yazılan reçeteden doktorlar sorumlu tutuluyor. Bu sadece akıl almaz bir haksızlık değil, aynı zamanda insan onuruna aykırı bir uygulamadır.
Doktorların Omuzlarındaki Ağır Yük
Bir doktor, hastasını iyileştirmeyi düşünmek yerine, kendi cebini koruma kaygısıyla hareket etmeye zorlanıyor. Hastasını muayeneye ikna etmek, sevk maliyetlerini karşılamak ve ilaçların bedelini ödemek zorunda bırakılan bir hekimin eli kolu bağlanıyor. Bu yük, sadece doktorları değil, toplumun sağlık hizmetine olan güvenini de yok ediyor.
Bir hekimin sözleri durumu net bir şekilde özetliyor:
“Artık insanları kurtarmaktan çok, kendimi korumayı düşünüyorum.”
Sağlık hizmetinin kalitesini korumak ve toplumun sağlığını güvence altına almak için doktorların huzurlu bir çalışma ortamına ihtiyacı vardır. Onları yalnız bırakmak, geleceğimizi tehlikeye atmaktır.
“Gökyüzünden yağmur yağmıyor diye gökyüzünü suçlamak ne kadar mantıksızsa, gelmeyen bir hastanın bedelini doktora ödetmek de o kadar adaletsizdir.”
Yetkililere sesleniyoruz: Bu hatadan dönün. Geç olmadan.
Çetin Ay