Hepimiz hayatımızda bir noktada YARALANIRIZ.!
Bazen bu yaralar gözle görülür, bazen de kimse fark etmeden kalbimizin en derin köşesine saklanır.
Ama asıl mesele, bu yaraların NE ANLAMA GELDİĞİNİ FARK EDEBİLMEK ve onları bir dönüşümün parçası haline getirebilmektir.
Çünkü gerçekten şifa verebilmek, ÖNCE KENDİ YARALARINI TANIMAKTAN GEÇER.
Bunu düşününce, “SADECE YARALI DOKTOR ŞİFA VEREBİLİR” sözü çok anlamlı hale geliyor. KENDİ ACISINI BİLMEYEN, başkasının yarasını NASIL ANLAYABİLİR? Bu yüzden hayatın içinde karşılaştığımız zorluklar, belki de BAŞKALARINA DOKUNABİLMEK için birer hazırlıktır. Acı, bizi güçlendirir demiyorum ama bazen insanı daha ANLAYIŞLI KILAR.
Kaçımız KENDİ YARALARIMIZLA YÜZLEŞEBİLİYORUZ? Oysa bu yaraların altında saklı olan ASIL BENLİĞİMİZDİR. Onlarla yüzleşmek, aslında KENDİMİZE DOĞRU ATILMIŞ EN CESUR ADIMDIR. Öyleyse, şifa bulmak da, başkasına şifa olmak da bizim İÇ YOLCULUĞUMUZLA BAŞLIYOR. Kendi karanlığımızı tanımadan, kimsenin ışığını göremeyiz.
Belki de hayat bize bir görev yüklüyor: KENDİ YARALARIMIZI KABULLENMEK, iyileşmek ve bu sayede BAŞKALARINA DA UMUT OLABİLMEK. Şifa arayan herkesin önce kendine dönüp bakması gerektiğini hatırlatan bir sözü tekrar etmek istiyorum:
“YARALARINDAN KAÇAN İYİLEŞEMEZ; YÜZLEŞEN İSE BİR GÜN ŞİFA OLUR.”
Ve kim bilir, belki de bu dünyada en büyük iyilik, İYİLEŞTİRDİĞİMİZ KALPLERİN SAYISIDIR.
YARALIYIZ, AMA BU YARALAR BİZİM GÜÇ KAYNAĞIMIZ OLABİLİR. YETER Kİ O YOLU YÜRÜMEYE CESARET EDELİM.
Saygıyla,
Çetin Ay